22 Haziran 2011

Yoga Felsefesi: Bir Önsöz -1

Oldukça heyecanlı bir çağda yaşıyoruz, insan krallığında sürekli revolüsyon olan bir çağ. Bilimler teknolojik bir çığır açtı ve medeniyet maddi zirvesine ulaştı, insan düşünüşünde de büyük bir devrimle hem de. Freud'cu psikoloji, neo-Freud'cu grup uzantısıyla birlikte, insan kişiliğinin yeni boyutlarını gösterdi. Biyolojide, fizikte, kimyada, astrolojide, astronomide, ahlakta, felsefe ve psikolojide bilginin yeni ufukları açıldı.
Tarihin kuşbakışı görünüşü, her bir çağdaki adamın, içinde yaşadığı çağın yegâne olduğunu hissettiğini bize gösterir. Yine de, 20. Yüzyılın, gelişmeyi geri dönüşü olmayan bir noktaya taşıdığı tartışılmaz. Hal böyleyken, insanoğlunun faydalanabileceğinden daha fazlası için koşturmaktansa, gelişme vasıta ve semerelerini koruması ve sağlamlaştırması çok daha gereklidir. Zihinsel bir reform, teknolojik reformla doğru perspektifte iyi niyetle denkleşmelidir.
Tam da burada, eski değerlerin canlanması için bir ihtiyaç kuvvetle hissedilir. Olaylar değişirken, değerler değişmez kalır. Yani, iyi bir hayat ve ahenkli bir gelişme için aslolan şey, halen esastır ve sosyal, politik ve ekonomik dünyadaki değişimlerden bozulmamıştır. Hakikat, güzellik ve iyilik farklı yorumları olan, yine de insanoğlunun nihai uğraşları olarak kalan ideallerdir.
Yoga, hem felsefesinde hem tekniğinde, bu ideallere erişmek
için vasıtadır. Bu nedenle, günümüzün en zaruri ihtiyacı, yogayı unutulmaktan kurtarıp insana ait bilgide hakettiği görkemli yerini ona geri kazandırmaktır.
YOGANIN DİNAMİKLERİ, BÖLÜM 1 -AÇIKLANAN YOGA Swami Satyananda Saraswati