04 Haziran 2012

Yoga Felsefesi: Bir Önsöz -3

Beden seviyesinde, iyi sağlığın iyi bir disiplinle korunacağını göstermek için, ekstra düşünce gücü ya da zihinsel enerji harcamak gerekmez. Bir yiyeceğin midenize dokunduğunu reddederek, feragat etmiş olmazsınız. Birini hasta eden o tatlardan vazgeçmek de fedakârlık değildir. Ne de, yoga pratikleriyle kaslarını esnek, ya da gözlerini parlak veya kan dolaşımını saf tutmasını birinden istemek, altından kalkılması zor bir dayatmadır. En azından, kişisel merak körlemesine de olsa, insanı bu bir çeşit kültürfiziğe yöneltmelidir. Bedenin mucizevî, kendini sürdürebilir sistemine bir kez sahip olan hepimizin trajedisi, buna aldırmamayı seçmek ve düzgün işlediği müddetçe, onun mekanizmasını korumayı kendi sorumluluğumuz saymamaktır.


Derin psikoloji göstermiştir ki, bütün düşünce, söz ve aksiyonlarımızı yöneten bir tür psişik gerekircilik* vardır. Hatta modern psikolojik düşüncedeki devrim bizi şaşmaz biçimde, "bilinçli kendimiz devasa bilinçdışımız karşısında yalnızca bir pigmedir", sonucuna götürür. Bu aynı gerçek, Hintli ermişler ve kâhinler tarafından sezgisel gerçek olarak açıklanmıştır, -bir bilimsel vecize kadar değilse de. İnsanın şahsiyetindeki hatalar yaşam sürecinde çoğalmayı sürdürür. Bu hataları düzeltme işi, ancak kişi kendi zihinsel yapısını anlama görevini üstlendiğinde meydana gelebilir.


İşte tam da burada, -her ne kadar değişik yorumlara konu olduysa da- Patanjali'nin söylediği gibi yogik sistem yardımcı bir rehber olarak gelir. Patanjali Sistemi, derin psikolojinin prensipleriyle mutlak bir uyum içindedir. Freud, "bilinçdışı çamurdur; fakat farkında olunmalıdır ki, bu çamurdan bir lotus çiçeği yetişir" demiştir. İnsan zihninin özenli yapısı kesinlikle karmaşıktır, ama kişinin kendine karşı acımasız dürüstlüğüyle, tek bir pul dahi eklemeden ve çıkartmadan, kişi kendini olabildiğince net görebilir, dahası, kendini bir aynada görebilir. Zihin için olan yogik disiplinler, insanı bu tür bir farkındalığa yöneltir. Milton'ın deyişiyle, "zihnin sakinliğinde, tüm ihtiraslar dindi" halini yaratır. İşte bu vasıtayla, zihin ve bedenlerle, sonuna kadar, tanrısallığa olan ruhsal yolculuğumuza başlayabiliriz.



*gerekircilik: determinizm.



YOGANIN DİNAMİĞİ, BÖLÜM 1 -AÇIKLANAN YOGA Swami Satyananda Saraswati