Geçtiğimiz hafta sonuydu; yine Umeyoga'dayız… İlk 30 saatin,
ikinci yarısını tamamlayacağız. Cumartesi sabahı, fiziksel ve teknik
uygulamalar öncesinde, öğretmenimiz Jon, kendisinin yaşadığı 2 gün önceki
çarpıcı deneyiminden başlayarak, beklentisizliğin nasıl şart olduğunu anlattı
uzun uzun. Sonra, öğretmenlerinden birinin, yıllardır kesintisiz verdiği ders
günlerinden birinde, nasıl günün yarısında sırf mantralar söylediğinden, sonra
nasıl da gidip hamağa uzanıp uyukladığından dem vurdu. Öğretmenin, öğrenciye
ayna tuttuğundan bahsetti. Öğrenmenin yolunun, bir patikadan ziyade, sonsuz
açıklıkta bir alan olduğunu anladım, bu kez biraz farklı bir taraftan.
Yoganın okyanusundan oluşup duran bir deniz gibi bu öğreti
de. Hem bir, hem ayrı. İklimi bazen farklı, kimi zaman sular nasıl da karışıp
kaynaşıyor, gel-gitlerde ve ay dönümlerinde çok hazin yahut cıvıl cıvıl
halleriyle, değişken "su"yun tabiatı tam da dharma'yı* çağrıştırıyor.
Bu "değişim"den oluşan temel prensiple rahat akabilmek, mutlu olmak
ve mutlu etmek için de beklentisiz olmak o denli önemli.
Her kurs gününün başlangıcında, meditasyon, Thai Yoga Masajı
bize hediye eden Dr. Şivako'ya sunulan teşekkür mantrası ve ardından Jon Mandeville'in
yaptığı dharma konuşmaları yer alıyor. Sonrasında çoğunlukla Jon bir öğrenci
üzerinde yeni uygulamaları gösteriyor, ardından bizler de birbirimize bunları
uyguluyoruz. Öyle motamot değil çalıştıklarımız. Kendi duruşumuzun ve
uygulamayı alanın bedeniyle doğru orantılı olarak değişken… Yaşamın kendisi
gibi, sular gibi. Rüzgâr gibi.
Pazar sabahı Jon yine şaşırtarak, benden tonglen**
meditasyonunu yönlendirmemi rica etti. Utandım ama boynum kıldan ince. Sonra Jon pazar gününün hayli uzun bir kısmında konuşmayarak, sessizliğinden bize kol
kanat gerdi, gereken her noktada yardım ederek ilgisini yoğunlaştırdı. Böyle farklı
yaklaşımlarla öğrenmek muhteşem bir deneyim ve değerli bir şans.
Gün boyunca, o güne değin tüm öğrendiklerimizi partnerimizle
değiş tokuş yaparak birbirimize uyguladık. Esasında buna bir sınav da
denebilirdi elbette. Bir baktık günün sonu gelmiş bile. Yani geleneksel olarak
2 saat süren Thai masajında uygulanacak çok şeyler öğrenivermişiz. Hatta bazı
uygulamalara vakit bile ayıramadan.
30 saatlik "bebek" sertifikaları, öğretmenimiz hepimizi
ayrı çağırarak, ismimizi o anda kendimize yazdırarak, kendisi de o anda
yanımızda imzalayarak ve öğrencisine yönelik bir konuşma yaparak sundu. Ve gelenekselleşen
öğlen pikniğinin yerini, akşam partimiz aldı. Hava kararana dek keyiflendik.
Geri kalan 30 saatte, bu cumartesi yine buluşmak üzere
ayrıldık.
*dharma: yaşamın temel kanunları, doğruluk… Dünya yüzünde var
olan bütün öğretilerin özü.
**tonglen: (Tibetçe) verme-alma.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder